16 Nisan 2017
Umut demek yarın demek, umut demek gelecek
demek, umut demek –belki de sırf bu nedenle- şimdi’nin yıkıcılığına perva
etmeyip daima güzel yarınların geleceğine inanmak demek.
Sonbaharın hüznüne veya kışın olanca sertliğine
karşın ilkbahar acaba hiç gelmemezlik etti mi?
Yakınsak da sızlansak da çayırlar
yeşillenmekten, dallar tomurcuklanmaktan, çiçekler açmaktan, kuşlar
cıvıldamaktan hiç vazgeçti mi?
Doğayı yaşama arzusu biçimlendirir,
toplumuysa iyi yaşama bilinci. İnsanın arzuları denli bilinci de gerçekte aynı
yasalara boyun eğer; ve daha eşit, daha özgür, daha insanca yaşama umudu tıpkı
ilkbahara özgü taze toprak kokusu gibi ruhlarımıza doluşurken, o umut bizim yarınlara
inancımızı kocaman bir aşk ile tazeler.
Cemreler bu yüzden sadece toprağa, suya, havaya düşmez, aksine her ilkbaharda
cemrelerin en hası, aşk cemresi insanın yüreğine düşer, hem de bir sevinç, bir
kıvanç, bir gülüş suretinde. VE derken bir bebeğin yaşam çığlığıyla doğa
yeniden canlanır.
Sakın insana inancını yitirme ey talib,
insan demek umut demektir çünkü.
*Hürriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder