1 Şubat 2000
Geçen kütüphanede canı sıkılanların vakit
geçirmesi için hazırlanan iki ciltlik bir sözlük buldum ve içinden gelişigüzel
bazı maddeleri seçerek sizlere aktarmakta fayda mülahaza ettim.
İnşaallah: a) kadim dönemlerde banka kartları yerine kullanılan sihirli sözcük; b) günümüzde, tutulmayacak vaadler verildiğinde söylenir. Eşanlamlısı: İşimiz Allah'a kaldı.
Maaşallah: hasedini saklamak isteyenlerin sıkça kullandığı ifadelerdendir. Bu
sözü sarfedenlere şu şekilde mukabele etmek âdettir: Hased etme n'olur, çalış
senin de olur.
Estağfirullah: bir kimse kendisini aşağıladığında muhatabı tarafından söylenir, iki
kez onaylıyorum demektir.
Savaş: alışkanlık yapan bir içecek adı; yakın zamanlara kadar yemeklerden
önce ve ancak ihtiyaç olduğunda içilirdi, teknolojinin ilerlemesiyle draje
haline getirildi, şimdi yemeklerden sonra da kullanılıyor.
Barış: a) barışmak'tan emir; b) silahların gölgesinde yapılan eski bir
seranomiye verilen ad; c) Mısır lehçesinde: Paris
Hukuk: anlamı bilinemiyor, pornografik çağrışımları olduğu kabul ediliyor.
Siyaset: doğal bir gazdır; sadece merkezî ısıtma sistemiyle çalışan binalarda
kullanılır.
Parti: Bir musluk türü, termodinamik yasalara bağlı olarak açılır kapanır,
fakat her iki halde de suyu akmaz.
Lider: a) lig sıralamasında birinci gelen futbol takımları için kullanılır;
b) bir dernek adı: li-der
Düşünce: erbabını rezil, ağyarını vezir eder nesne.
Ahlâk: a) kitap adı; b) ramazanlık; c) zabıta sözcüğü ile izafete girsin
girmesin suç konusu.
Sevgi: küçük çocuklara 10'a kadar saymayı öğrendiklerinde verilen bayram
harçlığı.
Okur: a) işsiz, b) taksitli satış müşterisi; c) kriminolojik (polisiye)
vak‘a.
Yazar: sadece yazar, okumaz.
Okur-Yazar: hem okur, hem yazar, bu işi
hep yapar.
Gazeteci-Yazar: bazen
yazar, bazen yazmaz.
Araştırmacı-Yazar:
ne iş yaptığı bilinmeyen kimse. Eşanlamlısı: serbest meslek sahibi.
Araştırmacı-Gazeteci:
araştırmacı-yazarların ticarete atıldıklarında taşımaya hak kazandıkları ünvan.
Erken ölüm sebebi kabul ediliyor.
Edebiyyat: a) paralanan nesne, bu yüzden bir y'sini kaybetmiştir; b) çevreci eğilimlerin
konusu; c) argo'da: lagara-lugara; d) İstanbul'da bir semtin adı.
Edebiyatçı: a) para'lanan kişi; b) on'u
aşkın bitki ve kuş ismini aklında tutan kimseler için kullanılan sıfat.
Şiir: harb ma‘lûlleri için açılan dinlenme evleri; sığınak da denilir.
Şâir: gerçeği zor bulunur. Eşanlamlısı: nâdir.
İmam: emir kulu. Dişil hâli: imame.
Hoca: a) futbol antrenörü; b) üniversitede denetmen; eskiden cinci olanları vardı, şimdi aydın olanları rağbette; c) harç vekili.
Çarşaf: a) nevresim, b) büyük boy ilanlar için kullanılan bir sıfat.
Türban: a) psikolojik bir hastalık; b) Kırmızı Başlıklı Kız filminde kullanılan bir aksesuar; c) İngilizce: sarık.
Başörtüsü: harb nedeni anlamına
gelen askerî bir terim. Latince: Peruka.
Özgürlük: enflasyon anlamına gelen iktisadî bir terim. Çince'de: nüfus
artışına yol açan neden.
Eşitlik: kadınların kocalarına veriyor göründükleri bir hak.
Saltanat: sallanan kayık anlamına gelen bir denizcilik terimi. Mucidi
Hammurabi.
Demokrasi: a) lunaparklarda binilen bir tahtıravalli türü; b) elma şekeri; c) halk diktotaryası, d) öğrenilen bir şey, e) hiçbiri.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder